Solunum fizyolojisi, Solunum sisteminin misyonu, vücudun ihtiyacına göre harici ortamla gaz alışverişini yapılmasını sağlamak, dolaşım sistemi aracılığıyla da solunumu düzenlemektir. Solunum 4 aşamadan oluşur: Ventilasyon, Diffüzyon, Perfüzyon, Solunumun tertip etmesi. Ventilasyon: Akciğerin ventilasyonu ile kast edilen, havanın, atmosferden akciğerlere, akciğerlerden de atmosfere geçirecek hareketidir. Bu ise nefes alma (İnspirasyon) ve nefes verme (Ekspirasyon) biçimde gerçekleşmektedir. Soluk alışverişi aşağıdaki kasların sayesinde gerçekleşir: İnspirasyon kasları (Nefes alma imkânı sunan kaslar)
Ekspirasyon kasları (Nefes vermeyi imkânı sunan) kaslar
Solunum, diyafragmanın ortalama hareketi; göğüs kafesinin ön arka çapının artışı ve azalması; kaburgaların (Kostaların) yukarı aşağı hareketiyle göğüs kafesinin uzayıp kısalmasıyla oluşur. Soluk alma (İnspirasyon): Atmosfer havasının akciğerlere çekildiği, etkin tek eylemdir. İnspirasyon adalelerinin kasılmasıyla göğüs kafesinin ön arka çapı genişler ve yukarıdan aşağı uzar. Boyle-Marriotte yasasına göre gazın hacmi arttığında, basıncı düşer. Bu yasaya göre, genişleyen akciğerlerdeki havanın basıncı (Atmosferdeki havanın basıncından) az olacağından, atmosfer havası akciğerlere dolacaktır. Soluk verme (Ekspirasyon) Akciğerlerdeki havanın dışarı atıldığı, pasif eylemdir. Nefes almanın tersine, akciğerler küçülür dolayısıyla basınç artar. Akciğerlerdeki basınç atmosfer basıncından fazla miktarda olacağından havada meydana iştirak eden dışarı gerçek davranış eder. Diffüzyon (Yayılma): Akciğerlere iştirak eden hava alveollere dek ilerler. Havadaki oksijen alveollerin çeperini ağ benzeri saran kılcal damar sistemine geçerken, kılcal damarlardaki karbondioksit alveollere geçer. Bu geçişler aralarında fark olan iki ortamdaki gazların, parsiyel basınçlarının çeşitli olması sayesinde gerçekleşmektedir. Perfüzyon: Oksijenin ve karbondioksidin taşınması eylemidir. Oksijenin taşınması: Alveollerden, akciğer dolaşımındaki kana geçtiğimiz (Diffüze durumda olan) oksijen ya plazma içerisinde eriyik şeklinde (%3) ya da alyuvar (Eritrosit) içerisinde bulunan hemoglobine tutunarak (%97) taşınır. Hemoglobinin oksijenle birleşmesi (HbO2, oksihemoglobin) "% satürasyon" olarak anlam edilir. Bilhassa aciliyet gereken bakımda, oksijen satürasyonu, hastanın solunum vaziyetinin belirlenmesi bakımından çok fazla mühimdir. Rastgele olarak bir dokuya verilecek oksijen ölçüsü, dokunun oksijen basıncına göre değil de karbondioksidin parsiyel basıncına göre ayarlanır; bununla birlikte pH ve kanın ısısı da bu miktarın saptanmasında mühimdir. Oksihemoglobinin ayrışması (Başka bir deyişle kandaki oksijenin dokuya geçişi) amaçlı PCO2, pH ve beden ısısı mühim olduğuna göre, PCO2 fazla yüksek, beden ısısı fazla yüksek ve pH'nın az meydana geldiği tek ortamda oksijenin hali ne olur? Tabi ki daha çok miktarda oksijen özgür kalır. Aciliyet gereken bakımda, bu özelliği bilmek, asidoz - alkaloz değerlendirmesi yaparken işimize çok fazla yarayacaktır. Karbondioksidin taşınması işlemi: CO2, dokulardaki metabolik aşamada ve besinlerdeki karbonun oksidasyonu bitiminde oluşur. Son derece asidiktir. Oksijen benzeri hem tek plazmada eriyik takdirde hem tek de hemoglobine ilişkili şeklinde taşınır. |